Fotoğraf makinelerini de dokunarak kullanacağız

Yazar: Özgür Çetin

Hayatımıza ilk olarak bilgisayarlar ile giren dokunma teknolojisi giderek yaygınlaşmaya devam ediyor. Dokunmatik ekranların yeni kullanım alanı ise dijital fotoğraf makineleri…

İlk araştırma çalışmalarının 1960 yılında başladığı dokunmatik ekranların son kullanıcıya ulaşması 1972 yılında oldu. Kiosk ve ATM cihazlarında kullanılmaya başlanan bu ekranlar, 1983 yılında bilgisayar pazarında da tercih edilir hale geldi. Daha sonra cep telefonu pazarında PDA adı verilen ürünlerde kullanılan bu teknoloji 2007 yılına kadar birçok cihazda aktif olarak kullanıldı. 2007 yılında piyasaya sürülen iPhone ise dokunmatik ekranlı cihazlar için bir dönüm noktası oldu.

Kullanıcıların olumlu tepkilerini gören üretici firmalar dokunmatik ekranları farklı cihazlara da yaygınlaştırmaya başladılar. Bu cihaz türlerinden biri de dijital fotoğraf makineleri oldu. İlk örnekleri kompakt cihazlarda görülmeye başlanan dokunma teknolojisi beraberinde bir dizi yeniliği de getirdi.

Dokunmatik ekranın avantajları

Dokunmatik ekranlı dijital fotoğraf makinelerinin en önemli özelliği daha az tuşa sahip olmalarıydı. Aynen telefonlarda olduğu gibi fotoğraf makinelerinde de dokunma ile birlikte tuş sayısında ciddi bir azalma meydana geldi. Bu da üreticilere daha büyük ekranlı daha küçük cihazlar tasarlamaları için imkan sundu.

Ayrıca dokunmatik ekranlı cihazların arka yüzünün neredeyse tamamı ekrandan oluşur hale geldi ki bu da kullanıcıya daha fazla alan ve eğlenceli bir kullanım deneyimi olarak geri döndü. Öte yandan tek bir ekrandan bütün ayarlara ulaşmak da tuş karmaşası ile uğraşmak istemeyenler için güzel bir çözüm oldu. Ayrıca cep telefonları ile iyiden iyiye alıştığımız dokunma hissini fotoğraf makinelerinde de kullanabilmek güzel bir deneyim imkanı sundu.

Dokunmatik ekranların kullanıcıya sağladığı bir diğer deneyim ise yeni bir özellik olan netlik noktasını seçebilme oldu. Geleneksel dijital fotoğraf makinelerinde de sınırlı olarak bulunan bu fonksiyonu dokunmatik ekranlı cihazlarda kullanmak çok basit. Ekranda istenilen yere tıklamak ve netliğin bu noktaya yapılmasını sağlamak yeterli oluyor. Dokunmatik ekranlarla kullanılmaya başlanan bu fonksiyon temel bilgi seviyesindeki kullanıcıların can simidi oldu.

Bütün dokunmatik ekranlı dijital fotoğraf makinelerinde görülmese de bazılarında fotoğraflara yazı yazabilme imkanı da bulunuyor. Dokunmatik ekranın nimetlerinden faydalanarak kullanılan bu teknoloji yardımı ile fotoğraflara özel tasarımlar yapabiliyorsunuz.

Dokunmatik ekranların dezavantajları

Bu tip ürünlerin en önemli dezavantajı ise tuş kombinasyonunun kullanmanın getirdiği hızdan uzak olmaları. Örneğin ISO değerini değiştirmeye kalktığınızda birkaç kez ekrana dokunup ISO ayarının bulunduğu menüye ulaşmak gerekiyor. Geleneksel ürünlerde ise genelde tek bir tuş bu işi görüyor. Ayrıca yeni bir teknoloji olduğundan haliyle fiyatları geleneksel modellere göre daha yüksek. Bu cihazların ekranları fazla enerji tükettiği için pil ömürleri geleneksel modellere göre biraz daha düşük.

Dijital SLR ve dokunma

Her ne kadar dokunmatik ekranlı fotoğraf makineleri ilk olarak kompakt modellerde görülmeye başlansa da giriş seviyesi dijital SLR versiyonlar için de bir beklenti vardı. Hatta Canon'un ABD patent ofisine başvurarak dokunmatik ekranlı dijital SLR için patent alması bir beklenti de oluşturdu. Ancak bu alandaki ilk ürün Canon yerine Panasonic'ten geldi. 7 Mart 2010 tarihinde duyurusu yapılan G2 modeli dünyanın dokunmatik ekranlı ilk dijital SLR fotoğraf makinesi olarak tarihe geçti.

Kişisel fikrim

Dokunmatik ekranlı cihazları kullanmış ve halen kullanma imkanı bulan biri olarak şunu belirteyim ki bu tip ürünlerin farklı bir deneyim yaşattığı bir gerçek. Özellikle dokunma hissi ve cihazla bire bir iletişime geçebilme güzel bir duygu. Ancak geleneksel kullanıma alışan birinin kolaylıkla bu tip cihazlara adapte olmasını beklemek zor. Yine de çok kolay adapte olabilecek kullanıcıların da olduğunu gözden kaçırmamak lazım. Cep telefonunu dokunmatik olarak kullananların rahatlıkla alışabileceği bir teknoloji var karşımızda. Tabi bütün fotoğraf makinelerinin dokunmatik ekranlı olmasını beklememek gerekiyor. Uzun vadede geleneksel modellerin yanı sıra dokunmatik ekranlı fotoğraf makineleri de piyasada ciddi bir yer edinecek gibi görünüyor.