Vietnam, binlerce yıllık derin bir tarihe, müthiş bir coğrafyaya ve uzun süren savaş yılları nedeniyle de pek çok acıya ev sahipliği yapan büyüleyici bir ülke.
Saygon ve Mekong Deltası
Daha sonra Ho Chi Minh City’ye dönerek bu sefer şehirde dolaşıyoruz. Eski adı Saygon olan Ho Chi Minh City ülkenin en kalabalık ve modern şehri. Burada arabadan çok motosiklet görmek mümkün. Kalabalık ve karışıklık arasında akıp giden yoğun bir trafik var. Ancak tüm Vietnam gezimizde ne bir kaza ne de bir kavga gördük. İnsanlar gayet sabırlı, anlayışlı ve kibar. Şehirde turistler tarafından en fazla ilgi gören iki yapı karşılıklı yer alıyor. Bunlardan biri, Post Office (Postane). Postane 1891 yılında inşa edilmiş etkileyici bir yapı. Hemen karşısında yine oldukça etkileyici Notre Dame Katedrali görülebilir. Bu katedral Paris’te bulunanla aynı ismi taşıyor ve aynen örnek alınarak yapılmış. Bir diğer önemli yer, Başkanlık Sarayı… 30 Ağustos 1975’de, hala kapıda duran 843 no’lu tankın saraya girmesi ile savaş resmi olarak sona ermiş. Vietnam Savaşı’nı daha iyi anlamak için görmeniz gereken bir başka yer ise Savaş Müzesi. Burada savaşın çirkin yüzünü ve nesiller sonrasını bile nasıl etkilediğini net bir şekilde görebilirsiniz.
Saygon’da Savaş Müzesi’nin bahçesinde turistler savaştan kalan helikopter, tank gibi araçların önünde fotoğraf çektirebiliyor
Eğer alış veriş yapmak isterseniz mutlaka renkli Ben Thanh pazarına gidin. Burası saatlerce dolaşabileceğiniz büyük bir pazar yeri. Çeşitli bölümleri olan bu pazarda aradığınız her şeyi bulabilirsiniz. Ancak unutmadan hemen söyleyelim, pazarlık yapmanız şart.
Saygon caddelerinde milyonlarca motosiklet görebilirsiniz
Son akşam yemeğimizi Saygon’un en gözde mekanlarından biri olan Ly Club’de yedikten sonra kaldığımız Paragon Saygon Otel’e geri dönüyoruz.
Son günümüzde uçağımız akşam olduğu için erkenden yola çıkarak My Tho limanına gidiyoruz. Buradan bir tekneye binerek Mekong Deltası’nı gezmeye başlıyoruz. Burası şehir merkezinden yaklaşık 2-2,5 saat uzaklıkta. Önce Thoi Son Adası’na (Unicorn Adası) gidiyoruz. Hindistan cevizi ağaçları arasında biraz yürüyüş yaptıktan sonra Vietnamlı bir aileden yerel müzikler dinliyoruz.
Daha sonra küçük at arabaları ile 15 dakika gidip, bir su kanalında kürekle çekilen küçük kanolara biniyoruz. Kanolara tek sıra halinde 2-3 kişi oturabiliyor. Burada etrafımız çok sık Hindistan cevizi, palmiye ve diğer tropik ağaçlarla çevrili, çoğu yerde gökyüzü bile görülmüyor. Bu ağaçların gölgesinde, dar kanalda muhteşem bir gezi yapıyoruz. Kanal dar olduğu için bazen karşıdan gelen kayıklara yol veriyoruz, bazen de ufak çarpışmalar oluyor. Kanoları ufak tefek kadınlar becerikli bir şekilde kullanıyor.
Mekong Deltası’ndaki dar kanallarda kayıkla gezinti yapabilirsiniz
Ardından esas teknemize geçip bir adaya daha uğruyoruz. Öğle yemeğimizi çok şık bir mekan olan Mekong Rest Stop adlı restoranda yiyoruz. Yemekler oldukça lezzetli… Ardından Saygon Havaalanı’na doğru hareket ediyoruz. Qatar Airways’in Doha aktarmalı uçuşu ile yine sorunsuz bir şekilde İstanbul’a ulaşıyoruz.
Vietnam’ı merak eden ve gitmek isteyenler için önerim, Tayland ya da Kamboçya’yı da programınıza eklemeniz. Böylece uzun bir uçuş yaptıktan sonra en azından iki farklı ülke görebilirsiniz. Prontotour’un bu bölgelere yıl içerisinde yaptığı pek çok tur programı mevcut. Titiz bir şekilde hazırlanan bu turlarla güzel deneyimler yaşayabilir ve unutulmaz fotoğraflar çekebilirsiniz.
http://www.prontotour.com/Paket-Turlar/Vietnam-Kambocya-Turlari
YORUMLAR