Histogramlar

Histogramlar hakkında yazmadan önce, ölçüm ve pozlama konusundan bahsetmeyi düşünmüştüm ancak, birçok farklı kaynakta konuyla ilgili bilgiler bulabilceğiniz ve fotoğraf makinenizi kullanırken zaten bu konuları öğrenmiş olabileceğiniz ihtimali üzerine vazgeçip, hemen bahsetmek istediğim konu olan histogramlara geçmek istedim.

Prof. Sabit Kalfagil, SLR ve Aynasız Fotoğraf Makinelerini Anlatıyor – 1
Makineniz yere veya suya düşerse…
Sony SLT-A77 ve SLT-A65 satışta…

Yazar: F. Aydın Yunusoğlu

Histogramlar hakkında yazmadan önce, ölçüm ve pozlama konusundan bahsetmeyi düşünmüştüm ancak, birçok farklı kaynakta konuyla ilgili bilgiler bulabilceğiniz ve fotoğraf makinenizi kullanırken zaten bu konuları öğrenmiş olabileceğiniz ihtimali üzerine vazgeçip, hemen bahsetmek istediğim konu olan histogramlara geçmek istedim.

Dijital fotoğraf makineleri ile birlikte, çekilen fotoğrafın LCD ekranda anında görüntülenebilmesi, eksik veya fazla pozlama sonucu kaybedilen fotoğraf sayısını inanılmaz ölçüde azaltmıştır. Ancak, ölçüm tekniklerinde ne kadar yol alınırsa alınsın, karenin içinde çok aydınlık ve çok karanlık bölgelerin her zaman beraber bulunabilecek olması ve amatör kullanıcıların da fotoğraflarındaki çıtayı yükseltme istekleri sebebiyle, histogramlar LCD ekranlar kadar kullanışlı, hatta detay bazında daha önemli kabul edilmelidirler.

Histogramdan alabileceğinizin maksimumunu alabilmek, sadece bilgisayarda görüntü işleme yaparken değil, fotoğraf çekerken de çok fayda sağlayacaktır.  Dijital fotoğraf makineleri ile RAW formatında çekim yapılmadığı sürece, nispeten karanlık bölgeler üzerinde bir şekilde tadilat yapılabilse ve kimi zaman bunlar kompozisyonu olumlu yönde desteklese de, “patlamış”, tamamen beyaza gitmiş bölgelerdeki detaylar geri getirilemiyor.  Doğru pozlama, fotoğraf çekmenin temeli olmasına rağmen, biraz eksik pozlanmış fotoğraflar kimilernin (mesela benim) zevkine daha uygun olabileceği ve farklı hissiyatlar yaratabileceği gibi, kimsenin fazla pozlanmış resimlerden hoşlanacağını sanmıyorum.  Böyle fotoğrafların izlenmesi rahatsız edici olabileceği gibi “duygudan da yoksun” olabilirler.  Bu yüzden çektiğiniz görüntüyü LCD ekrandan izlerken, histograma da bir göz atıp görüntünün gerçekten ne durumda olduğunu görmekte fayda var.  Böylece, bir daha gitme ihtimaliniz zayıf olan yerlerdeki veya tekrarı olmayan olaylardaki fotoğraflarımızı garanti altına almış olursunuz.  Eminim ki birçok kimse, LCD ekranda çektiği fotoğrafı izlerken memnunken, bilgisayara aktarılan sonuç karşısında hayal kırıklığı yaşamıştır.

Histogram nedir?

Histogramlar kamera üreticileri veya Adobe tarafından Photoshop’da kullanılmak üzere icad edilmiş değil, istatistik sonucu doğmuş grafiklerdir.  RGB histogramlar üç ana rengin kompozit, yani bileşik tonal eğrilerini gösteren grafiklerken, bu üç rengin ayrı ayrı incelendiği histogramlar da mecuttur.  Renk kanallarını ayrı ayrı incelemek, renk dağılımının homojen olmadığı fotoğraflarda kompozit histogram kullanmaktan daha faydalıdır.  En popüler ve bu yazıda değineceğim histogramlar ise parlaklık histogramlarıdır.  Bu tip histogramlar aslında kompozit RGB histogramlardır ancak, parlaklık grafiği oluşturulurken, insan gözünün en çok duyarlılığının yeşile ve daha sonra sırasıyla kırmızı ve maviye olduğu hususu dikkate alınır ve bu renklerin duyarlılık sırasına göre parlaklık değerleri ortalanır.  Kontrast ve pozlamanın en iyi değerlendirilebildiği histogramlar bunlardır.

Resim 1 300x165 - Histogramlar

Resim 1’deki örnek histogramı inceleyecek olursanız, Y ekseninin piksel sayısını, X ekseninin ise 0 ila 255 arasındaki (8-Bit, 2 üzeri 8=256) parlaklık değerini gösterdiğini farkedeceksiniz.  Bu da, hangi parlaklık değerinde toplam kaç piksel olduğunun, piksellerin parlaklık değerlerinin dağılımı şeklinde gösterilmesi anlamına gelmektedir.  Daha sade bir dille anlatmak gerekirse, histogramlar, her pikselin ne kadar aydınlandığının göstergeleridirler.

Bu tanımın üzerine, Resim 2’deki, nispeten geniş bir tonal aralığa sahp olan fotoğrafı inceleyecek olursanız, fotoğraftaki örnek bölgelerin histogram üserinde nasıl temsil edildiğini görebilirsiniz.  Unutmayın ki, X ekseni, saf siyahtan saf beyaza doğru parlaklığı temsil ederken, Y ekseni, ilgili parlaklık değerinde kaç piksel olduğunu gösteren sayısal bir büyüklüktür.

Resim 2 300x199 - Histogramlar

Histogramdan ne öğrenilir?

Evrenim sırrını öğrenmek isterseniz histogram yanlış adres olacaktır ama, üst paragrafta belirttiğim üzere fotoğrafın ışık şiddeti sonucu oluşturduğu kontrast oranı ve nasıl pozlandığı gibi bilgiler ilginizi çekiyorsa kesinlikle doğru adrestesiniz demektir.

Histogramın sol tarafına (0 parlaklık değeri) yığılmış bir grafik, koyu tonların hakimiyetini (Low Key) gösterirken, sağ tarafa (255 parlaklık değeri) yığılmış bir grafik daha parlak bir görüntünün (High Key) göstergesidir.  Bu noktada dikkat edilmesi gereken husus, yığılmanın ne boyutta olduğudur çünkü, LowKey fotoğraflar eksik, High Key fotoğraflar fazla pozlanmış değildir.  Low Key ve High Key, sadece tonal aralıklarının dar ve bir tarafta ağırlıklı olduğu fotoğrafları anlatan terimlerdir.

Resim 3 300x111 - Histogramlar

Sıfır noktasına dayanmış, 0 parlaklık değerinde pikseller içeren bir histogram grafiği, fotoğrafın eksik pozlandığının, yani tamamen siyah (R:0, G:0, B:0) bölgelerin olduğunun ve haliyle detayın saf siyahta kaybolduğunun göstergesidir.  Ters durumda, yani grafiğin tamamen sağ tarafa dayandığı, 255 parlaklık değerinde pikselleri işaret ettiği durumda ise detay, saf beyazda (R:255, G:255, B:255) kaybolmuş, fotoğraf fazla pozlanmıştır.  Yukarıdaki cümlelerden yanlış bir anlam çıkartılmaması için, fotoğrafta detay kaybetmenin istenmeyen birşey olduğu ve kompozisyonunuzda bilerek böyle birşey yapmadığınız varsayımı üzerine yazıyı okumanız gerektiğini hatırlatırım.  Resim 3’de eksik, doğru ve fazla pozlanmış fotoğraflar ve bu fotoğraflara ait ilgili histogramların örneklerini görebilirsiniz.

Karenin her yerinde ortalama aydınlatmanın olmadığı, farklı bölgelerin farklı oranlarda aydınlatıldığı çekimlerde, histogram aynı bir önem kazanmaktadır.  Fotoğraf makinenizin pozmetresi ışık kaynağından gelen ışığa göre değil de, konudan yansıyan ışığa göre ölçüm yaptığı için, genelde gerçek parlaklık değeri tam doğru bulunamaz ve pozmetre, ortalama parlaklığı, orta gri tonlara (%18 gri referans) denk getirmeye çalışır.  Bu sebeple önce şüpheli karelerin LowKey mi (ton aralığının büyük kısmı gölgelerde) yoksa HighKey mi (ton aralığının büyük kısmı parlak) olduğuna karar verip histogramı bu gözle izlemekte fayda var.  LCD ekranda karanlık görülen bir fotoğraf, gerçekte eksik pozlanmış olmayabilir.  Aynı şekilde bunun aksi de olabilir.  Ama histogram sayesinde fotoğrafın bir kusuru olup olmadığını kolayca anlayabilirsiniz. 

Yine kaba bir özet yapmak gerekirse; bir foto algılayıcı veya filmin ortalama 5-stop aralığında ışığa tepki verdiği düşünüldüğünde, histogram size bu aralığın neresinde olduğunuzu, görüntünün (detayın/dokunun) olmadığı saf siyah ve/veya saf beyaza girip girmediğinizi anlatır. 

Histogramın vereceği bir başka bilgi ise fotoğrafın kontrast oranıdır.  Dikkat çekici bir doku hissi için kontrast çok önemli olduğundan dolayı, kontrastın oranını net olarak görebilmek için de histogram çok önemlidir.  Kontrastın kaba bir tanımını, karanlık ve aydınlık gölgeler arasındaki parlaklık farkı şeklinde yapcak olursak, histogramla ne kadar kolay ilişkilendirilebileceğini farkedeceksiniz.  Histogramda dar bir tonal alanda toplanmış piksellerin oluşturduğu grafikler düşük kontrastlı fotoğrafları temsil ederken, daha geniş bir alana yayılmış bir histogram grafiği ise, yine yayılma oranında yüksek kontrastı temsil eder.  Zaten histogramın tanımında Y ekseninn parlaklık değerini temsil ettiğini hatırlarsanız, parlaklık farkı ne kadar az ise (daha dar bir alana sıkışmış bir histogram grafiği) kontrastın o kadar zayıf, ne kadar çok ise (daha geniş bir alana yayılmış histogram grafiği) o kadar güçlü olduğunu rahatça görebilirsiniz.  Resim 2’ye geri dönüp, bu yüksek kontrastlı fotoğrafın histogram grafiğinin ne kadar geniş bir alana yayıldığına dikkat edin.  Daha iyi kavrayabilmeniz için Resim 4’teki fotoğraf üç ayrı parçaya bölünmüş ve bu üç parça için de ayrı ayrı histogram görüntüleri verilmiştir.  Düşük kontrastlı üst ve alt bölgeler ile yüksek kontrastlı orta bölgenin farkına dikkat edin.

Resim 4 300x197 - Histogramlar

İdeal histogram nasıldır?

İdeal histogram diye bir şey yoktur.  Histogram oradadır ve görevi sadece fotoğrafın nasıl olduğunu anlatmaktır. Kimi fotoğrafın eksik pozlanması icap eder, kimi kimi fotoğrafın düşük kontrast taşıması…  Tüm bunların histogramları birbirlerinden farklı görünecekleri için ideal histogramdan bahsetmek mümkün değildir.  Histogramın nasıl görünmesi gerektiği, sadece ilgili kareden ne istediğimize bağlıdır.  Dolayısıyla ideal bir histogramdan bahsedip, tüm fotoğrafların histogramlarını ona benzetmeye çalışmak çok kötü bir fikir olduğu gibi, çoğu ortamda da imkansızdır zaten.  İstekler şekillendikten sonra, sadece ve sadece o kare ve o fotoğrafçı için ideal bir histogramdan bahsedilebilir.  Misal, gölgede detay kaybetmek istemiyorsanız, çektiğiniz fotoğrafın histogram grafiği en sol noktaya (0 parlaklık değerinin olduğu noktaya) dayanmamalıdır.  Veya o karede düşük kontrast kabul edilemezse, grafiğin histogramda daha geniş bir alana yayıldığından emin olmanız gerekir.  Özetle, histogramlar bir kontrol mekanizmasıdır ve sadece ne istediğinizi biliyorsanız, onu elde edip edemediğinizi size söylerler.

YORUMLAR

WORDPRESS: 5
  • Onur 13 yıl

    Siz yine de ölçüm ve pozlara konusundan da bahsedin…

  • Ekrem 11 yıl

    Evet histogram analizi konusu Fotoğraf Sanatında olduğu gibi pekçok meslekte de çok önemli bir konu.Örneğin,Sismikte veri kalitesini doğrudan gösteren unsurlardır Histogramlar.Blogda da değinildiği üzere optimum veri için,dağılımın uygun band genişliği içerisinde olması gerekir.Bu aralığın x eksenindeki band sınırlarını aşması ve ayrıca y eksenindeki band sınırını geçmesi veri kalitesini bozucu unsurlardır.

  • Ekrem 11 yıl

    Ayrıca,günümüzde özellikle teknolojinin gelişimi paralelinde, veriler üzerinde çeşitli filtreleme yöntemleri uygulanarak sorunlu aralıklardaki bölgeler otomatik genlik kontrol işlemleriyle verinin olması gereken duruma getirilmesi sağlanabiliyor.

  • Ekrem 11 yıl

    Fotoğraf Makinelerinin gelişim süreci analiz edildiğinde bahsedilen Histogram Analizi konusunda da ileride Makinelerde ciddi revizyonların olacağını da buradan belirtiyim.Bu bağlamda fotoğraf makinelerinin teknik açıdan yapabilirliklerinin daha yükseleceğini ve çokdaha etkileyici fotoğrafların doğrudan fotoğraf makinelerince üretileceğini söyleyebiliriz.