Sebastiao Salgado’dan Genesis

Sebastiao Salgado’dan Genesis

Çağımızın en önemli belgesel fotoğrafçılarından biri olan Sebastiao Salgado, daha çok dünyanın az gelişmiş ülkelerindeki zorlu yaşama ve çalışma koşullarını, yoksulluğu, açlığı, göçleri yansıtan, etkileyici siyah-beyaz kareleriyle bilinir.

Fotoğraf Dilinin Dünü ve Bugünü
National Geographic fotoğrafçısının iPhone ile ne işi olur?
Full Frame Aynasız!

Yazar: Volkan Ersoy

Çağımızın en önemli belgesel fotoğrafçılarından biri olan Sebastiao Salgado, daha çok dünyanın az gelişmiş ülkelerindeki zorlu yaşama ve çalışma koşullarını, yoksulluğu, açlığı, göçleri yansıtan, etkileyici siyah-beyaz kareleriyle bilinir. Bu yüzden sıklıkla antropolog/sosyolog fotoğrafçı olarak adlandırılan Brezilyalı sanatçı, hayatındaki tüm projelerde ortağı olan eşi Lelia ile Amazon yağmur ormanlarını kurtarmak için yaptığı çalışmalarla da anılır. Salgado, Genesis adını verdiği son projesinin öncesinde, Şubat 2013’te gerçekleştirdiği TED konuşmasında (http://www.ted.com/talks/sebastiao_salgado_the_silent_drama_of_photography.html) izleyicilerle son derece kişisel deneyimlerini paylaşırken, fotoğrafçılığının geçirdiği evrim hakkında da daha iyi bilgi sahibi olmamızı sağlıyor.

salgado1 - Sebastiao Salgado’dan Genesis

Fotoğraf: Sebastiao Salgado

1944’te, Brezilya piyasa ekonomisine geçmeden önce cennete benzeyen bir çiftlikte doğduğunu anlatan Salgado, radikal sol görüşleri nedeniyle diktatörlükle yönetilen ülkesini terk etmek zorunda kalmış ve Paris’te ekonomi doktorası yapmış. Bir yatırım bankasında ekonomist olarak çalışırken Afrika’nın çeşitli yerlerini görme fırsatı bulan Salgado, bir usta için oldukça geç sayılabilecek 30’lu yaşlarında fotoğrafçılığa merak salmış ve her şeyi terk edip hayatını tamamen fotoğrafçılıkla kazanmaya karar vermiş. 90’lı yıllarda Göçler konulu projesi için çalışırken Ruanda’da inanılmaz bir vahşetle karşılaştığını, her gün binlerce insanın ölümüne tanık olduğunu, insan ırkına olan güvenini yitirdiğini söyleyen Salgado, stafilokok bakterilerinin vücudunu sardığı bir hastalığa yakalanmış. Prostat kanseri şüphesiyle gittiği doktor, “Kanser değilsin, ama o kadar çok ölüm görmüşsün ki, sen de ölüyorsun; dur artık” demiş. Bunun üzerine Brezilya’ya dönerek ailesinin çiftliğini devralan Salgado, Insituto Terra adını verdiği vakıfla bu çiftlik etrafında yok olan ormanları tekrar ağaçlandırmış. İşte Salgado’nun bu dönem sonrasında, 2004-2012 yılları arasında çektiği fotoğraflar, Genesis (Yaratılış) adı altında gezegenimizde medeniyetin ulaşmamış olduğu yerleri, ilkel kabileleri, doğayı en el değmemiş haliyle sergileyerek yeni bir dünya görünümü ve fikri sunmayı hedefliyor. Proje, büyük bir albümü ve Londra, Paris, Roma, Rio de Janeiro, Toronto, Sao Paulo gibi kentleri kapsayan sergileri içeriyor. Bu sergiyi, Salgado’nun yaşamını sürdürdüğü ve Amazonas Images adıyla kurduğu ajansının bulunduğu Paris’te izledim.

salgado2 - Sebastiao Salgado’dan GenesisFotoğraf: Sebastiao Salgado

Genesis: Salgado Bizi Gezegenimizin Yok Olan Yüzüyle Tanıştırıyor

Paris’in ünlü fotoğraf sergi merkezi Maison Européenne de la Photagraphie’de 5 Ocak 2014’e kadar devam eden Genesis, beş başlık altında (Sığınaklar, Gezegenin Güneyi, Afrika, Kuzey Toprakları ve Amazonlar&Pantanal) toplanmış 245 siyah-beyaz fotoğraftan oluşan dev bir sergi – Salgado, fotoğrafta rengin dikkat dağıttığını ve izleyiciyi asıl konudan uzaklaştırdığını söylüyor. Fotoğrafların her biri minimum A2 boyutunda, Ilford’un Galerie Prestige Gold Fibre Silk kâğıdı üzerine kusursuz şekilde basılmış mükemmel bir kompozisyonu, dokuyu ve ton zenginliğini yansıtıyor. Kuzeyde ve güneyde, Amazonlarda, Galapagos adalarında insanın izine rastlamadığınız doğa manzaraları sanki gezegenimizi Tanrının yarattığı ilk güzelliğiyle sunuyor. Salgado’nun Amazonlar ve Afrika’da seçtiği yerli kabileler, Sibirya’daki göçerler henüz modern dünyanın en küçük ürünüyle bile tanışmamış: Giysiler tamamen doğal malzemeden, kimi zaman kullanılan aletler taş devrinden beri değişmemiş. Yerlilerin yüz ifadelerinde modern dünyanın insanını bilmiyor olmanın getirdiği bir kayıtsızlık ve doğallık hâkim – yaşadıkları yerler hâlâ onların dünyası. Fauna da öyle: Penguenler, foklar, martılar uçsuz bucaksız sürüler halinde giderek bozulmakta olan bir dünyadan habersiz yaşamlarını sürdürüyorlar. Kimi kompozisyonlar, Salgado gibi bir fotoğrafçıdan beklenir olmakla birlikte, tekrar tekrar bakmanıza neden olan bir şaşırtıcılık içeriyor: Uçsuz bucaksız buz üzerinde kilometreler boyunca uzanan bir geyik sürüsünü güden Sibiryalı göçerler, Amazon ormanlarında senkronize uçuşa geçmiş bir çift papağan, tek sıra halinde buz üzerinden denize atlayan penguenler, çadır kuran göçerlerin buz üzerine oluşturduğu, Bruegel tablolarını aratmayan bir leke dağılımı…

salgado3 - Sebastiao Salgado’dan GenesisFotoğraf: Sebastiao Salgado

Tüm bunlara, yok olmakta olduklarının bilinciyle objektifini yönelten Salgado, “Artık sınırdayız” diyor, “bu noktayı geçmememiz lazım, korumamız lazım…” Salgado’nun fotoğrafları neleri yitirmekte olduğumuzu görmek için iyi bir fırsat; Amazonlar’da sıfırdan yeni bir orman yaratan fotoğrafçının yaşamı ise buna karşı neler yapılabileceğinin mükemmel bir örneğini sunuyor.

Sebastiao Salgado hakkında faydalı bir link: https://www.artsy.net/artist/sebastiao-salgado

YORUMLAR

WORDPRESS: 1
  • Yasemin Kılıçcıoğlu 10 yıl

    Excellent