Konu fotoğraf makineleri olduğunda sürekli 'gelişen teknoloji' kalıplı cümleler kurarız. Standart bir başlangıç olsa da son dönemde yaşanan gelişmeler kompakt cihazların, DSLR muadilleriyle aralarındaki farkı iyiden iyiye kapattığını gösteriyor.
Yazar: Özgür Çetin
Konu fotoğraf makineleri olduğunda sürekli 'gelişen teknoloji' kalıplı cümleler kurarız. Standart bir başlangıç olsa da son dönemde yaşanan gelişmeler kompakt cihazların, DSLR muadilleriyle aralarındaki farkı iyiden iyiye kapattığını gösteriyor. Çok da uzun olmayan bir süre öncesine kadar iyi fotoğraf ve esneklik için mutlaka dijital SLR fotoğraf makinelerini önerirdim. Bu çok da dayanaksız bir önerme değildi: Birçok kompakt fotoğraf makinesi gerek çözünürlük, gerek esneklik, gerekse fonksiyonlar anlamında dijital SLR muadillerine yaklaşamazdı. Ama -klasik tabirle- köprünün altından çok su aktı. Özellikle imaj işlemcilerin gelişmesi (çekilen fotoğrafları JPEG formatına çeviren özel işlemci) kompaktların kabiliyetlerinin hızlı bir biçimde artmasına yol açtı. Her ne kadar bu arada aynı teknolojik gelişmeler dijital SLR modellere de bazı avantajlar sağlamış olsa da kompakt modellerde olduğu kadar büyük bir ilerleme olmadı o cephede.
Ne değişti?
Son bir yıldır üretilen birçok kompakt fotoğraf makinesini test etme imkanı buldum. Renk aktarımlarındaki kalite, esneklik sınırları ve efekt anlamında yapabildiklerinin beni şaşırttığını belirteyim. Aslında bu biraz da teknolojinin beli bir sınıra gelmiş olmasının bir sebebi. Çünkü eskiden DSLR ve kompakt fotoğraf makineleri arasında her açıdan önemli farklar vardı. Hızla gelişen teknoloji ise aradaki açığı kompakt makineler lehinde olacak şekilde kapattı. DSLR cihazlar ise zaten belli bir seviyede oldukları için teknoloji onlar için çok fazla bir yenilik getirmedi.
Örneğin son dönemde piyasaya sürülen kompakt fotoğraf makinelerinde 10, 20 ve hatta 34X gibi optik zoom özelliği bulunuyor. Bu özellik o kadar küçük gövdelere sığdırılabiliyor ki dışarıdan bakınca o fotoğraf makinesinin o kadar zoomu olacağına ihtimal verilmiyor. Ayrıca sadece zoom değil farklı açılardan da birçok yenilik de kompakt cihazlarda boy göstermeye başladı. Örneğin Nikon'un hem DSLR hem yeni nesil kompakt modellerinde bulunan Color Selective özelliği görüntüdeki tek bir rengi seçip geri kalanı siyah-beyaz gösterebiliyor. Bu fonksiyon hem video hem de fotoğraf çekimlerinde kullanılabiliyor. Bu fonksiyonun farklı varyasyonları Canon ve diğer üreticilerin kompakt modellerinde de mevcut.
Yüksek Hızlı Video
Bir diğer ilginç fonksiyon ise “Yüksek Hızlı Video”. Bu teknolojide normalde saniyede 24 kare olan video kayıt fonksiyonu, 60, 120 hatta 240 kareye kadar çıkarılıyor. Bu sayede süper ağır çekim videolar elde edilebiliyor. Bu özelliği ilk kullanan marka 2008 yılında Casio olmuştu. Uzunca bir süre başka markalar bu özelliği makinelerine taşımadı. 2011 yılına geldiğimizde ise hem Canon hem Nikon makinelerinde bu fonksiyonu kullanmaya başladılar. Daha çok eğlencelik bir özellik olan Yüksek Hızlı Video'da çekilen görüntüler ağır çekim olarak izleniyor. Bu özelliği kullanarak farklı sonuçlar almak tamamen kullanıcının hayal gücüne bağlı.
Renk kalitesinde artış
Kompakt fotoğraf makinelerinin belki en hızlı gelişen özelliği ise fotoğraf kalitelerindeki ciddi artış oldu. Eskiden sadece DSLR modeller renk konusunda en iyi sonuçları verirdi. Artık sıradan bir kompakt ürün bile DSLR cihazların kalitesine yakın sonuçlar verebiliyor. Elbette hala sensör küçüklüğünden kaynaklanan hem renk hem de gren farkı oluyor. Yine de aradaki farkın çok hızla kapandığını belirteyim.
Düşük ışıkta da fotoğraf
Özellikle son dönemde kompakt modellerde de CCD yerine CMOS sensörün yaygınlaşmaya başlaması, bu ürünlerin de düşük ışık şartlarında büyük abileri kadar olmasa da eskiye oranla çok daha iyi sonuçlar vermesine sebep oluyor. Her ne kadar daha sensör boyutlarının küçüklüğü biraz sorun oluştursa da CMOS sensörler CCD versiyonlara göre ışığa daha hassas olduklarından düşük aydınlatmalı mekanlarda bile iyi sonuçlar alınmaya başladı.
Boyutlar iyice küçüldü
Kompakt makineler zaten küçüktür, ama teknolojinin gelişmesi bu ürünlerin daha da küçülmesine sebep oldu. DSLR cephesinde ise belli teknik sınırlara ulaşılmış olması bu küçülmenin ancak devrimsel dönüşümlerle olacağını gösterdiğinden (ki bu da oldu ve aynasız tabir edilen cihazlar üretildi) o tarafta fazla bir küçülme olmadı. Ancak kompakt makineler giderek daha fazla küçüldüler ve bu küçülme halen devam ediyor. Eskiden 10X ya da 14X optik zoom özelliği olan bir fotoğraf makinesi belli bir boyuttan küçük olamazdı. Ama artık durum değişti ve hem yüksek optik zoomlu hem de küçük fotoğraf makineleri üretilebiliyor.
Uzun lafın kısası
Kompakt fotoğraf makineleri ile profesyonel seriler arasında fark giderek azalıyor. Teknolojinin ve zamanın kompakt modeller lehine işlediğini söyleyebiliriz. Bu rüzgarı arkasına alan üreticiler de daha kabiliyetli, daha küçük ve abileriyle yarışacak kalitede fotoğraf çekebilen modellere yöneldiler. Bu gelişimin bir süre daha devam edeceğini öngörüyorum. Uzun vadede ise ne olacağını şimdiden kestirmek biraz zor… Işığınız bol olsun.
YORUMLAR
Ben de bir kompakt fotoğraf makinesi almak istiyorum, ama piyasadaki bazı makineler dikkatimi çekti. İnternette yazılanlara göre bu makineler fotoğraf çekiminde(özellikle) dslr kadar kaliteli. Modeller:
sony dsc-wx7 16 mp FULL HD 260TL 2. eli
Fujifilm JX550 16 mp HDkamera 190TL (sıfır)
Fujifilm s2950 14 mp HDkamera 220TL 2. eli